9 Ekim 2015 Cuma

Patti

okuduğum bütün kitapların arasına birer kalem sıkıştırıyorum. Bazılarına kağıtlar koparıp koyuyorum kitabın sırtına doğru kaydırıyorum onları. Aradığım zaman bulayım istiyorum, bazan çok ihtiyacım da kalmıyor çok esnetilmiş sayfalar hemen önümde açılıyor.

Patti'nin müziğini dinlerken, kitaplarını okurken ruhumdan bu melodiler bu kelimeler eksilmesin diye hayatı yavaşlatmayı, an'ı uzatmayı çok istemişimdir.

Bazan sebepleri bulamayız, bazan doğru soruları soramayız. Bitkin bir halde ulu ağaçların gölgesinde yürürken, mevsimin vazgeçtiği sararmış yaprakların üzerindeki hışırtı bir düşüncenin etrafını sarar. Bir şeye ara mı vermek gerekir.

Her görüntünün ötesinde, her kelimenin içinde, her sesin arkasında bir şey çağrıştırıyor varoluşumuzun benzerliğini. Herşeye bir anlam yüklemekte, evrenin tabiatımıza kattığı şeyleri, doğadaki değişimleri hayatımızın vazgeçilmezleri arasına alabiliyoruz.

Bir aşkın kıvılcımıyla geceler boyu sokakta koşabiliriz. Kız oğlanla tanışır dudağının kenarında, köpcüğünde bir şey titrer. Hayat kayar bir tebessümün yayılması hızı ve sessizliğiyle. Geceler, bir masal sesi olur, koyultulmuş kırmızılıktan içeri yayılan, hayali yerlerin tepelerinden süzülerek bize karışan, bize dönüşen bir masal.

Hayale gelen hayata sığardı ne de olsa. Bizim varettiğimiz bizsiz kalamazdı en nihayetinde. Bir yolculuğun aynasında çocukluktan başlayan bir şeyler vardır. Her şey öze doğru yapılmak istenen bir yolculuktur. Sıyrılmak istenen bir gerçek değil yaratılmak istenen bir gerçek vardır. Kabulün geç olduğu, parmaklarımın uzadığı anlar.

Bir mum yakıyorum, geçmişin tortusunun üzerine, en sevdiğim yüzüğümü çıkarıp takıyorum, bir arı gibi vızıldayacağım bugün, çiçeklerin özünü akıtırken ağzımdan.

Patti, büyümeye evrilmiş yaşamın hep çocukluğu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...