19 Ekim 2011 Çarşamba

porselen

porselen

porselen tutkunu oldum çıktım iyice, anlayamıyorum niye. her zaman desen neyin üstünde olursa olsun hoşuma giden bir şeyse özellikle denizfeneri, balık, gemi o ürünü ucuzsa hemen, ama pahalıysa uygun zamanı bekleyerek edinmeye çalışırdım.

ne zamanki başladılar benim sevdiğim bu desenleri porselen üzerine basmaya ben de başladım memleketin meşhur porselencilerini gezmeye ay orda ne varmış burda ne varmış (şuursuzlaşmak böyle bişey) diyerekten. yalnız hatırı sayılır bir çeşitlilik ve aynı zamanda aynılık da söz konusu,anladım ki porslenin de modası varmış ve kimse bir diğerinden eksik kalmamak için aynı seri ismiyle aynı ürünleri ( herkes tabi markasının gücüne göre farklı bir fiyat anlayışıyla, çin'den ithal ederek ) ya da benzer desenleri satıyor.

ben bir kere şirazeden çıktım mı zor toparlanan biriyim bana şuursuzca birşeye bağlan de hiç affetmem hemen bağlanırım. tutkunun tutkunu, meftunun meftunesiyim. bir de eşyaya da kıymet veririm eşyanın tabiatını kendi tabiatıma ekler en küçük bir zararı avazlarımla ( haliyle elimden  de başkaca bir şey gelmez) misli mukabele ödetirim.

velhasıl durum artık benim denizfeneri, gemi v.s desen sevdamdan geçti tabi. artık finebone takımlar, ingiliz işi porselenler ve hep eski renklerle yapılmış eski çiçeklere düşer oldum. eskiyen gönlüm de artık bu çiçek desenlerini görünce atma ritmini bozuyor ve birden bire hızlanıyor. ben artık kadıköy'ün antikacılar çarşısını ve salı pazarının eskici tezgahlarını gönlüme hoş gelen eski çiçekler için arşınlıyorum.








Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...