10 Kasım 2015 Salı

Eğri

Sonsuz bir eğri çiziyorum. Sanki genişleyen uzayın en dar yerinden hareketle başlıyorum çizmeye. Hiçbir şeyle kesişmeyecek olan bir eğri bu, kendi gölgesi bile yok. Aynada uzayan bir arka planı da.

En kocamanından açıyorum pergelimi, aralara gezegenler, gök cisimleri yerleştirmeliyim. Eğrimi teğet geçecek yıldızlar bir de. Karanlık bir köşeden bakıyorum eğrime, merdivenle inilen, sokaktan kopardığı sessizliği ve karanlığı başköşeye yerleştiren mekanın en arka masasından.

Bu sokaklar ne zaman çizilmişti, bu meyhaneler hep burda mıydı. Siliniyor sanki hafızamdan sokağın görüntüsü, ben başka bir yere taşıyor gibiyim ya da görüntüleri, kimsenin bilmediği bir yer mi var zihnimde yoksa. Meydan gitgide kalabalıklaşıyor, gırnatacının etrafında halka oluşturuyor insanlar. Niye böyle deli deli çalıyor bu adam cebimde tütünüm yok, kıyıda beni  bekleyen bir gemim de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...