25 Kasım 2015 Çarşamba

av

Bir av sahnesi bu, en çok kuşlar havalanırken unutur gökyüzü. Kimin nereye düşeceği de bilinmez, bir sanı olarak kalırdı burnu iyi koku olan köpekler olmasa, kimin nereye düştüğü.

Tetiğe hep aynı parmak dokunur, o parmak için yapılmıştır daha doğrusu tetik, döklanşöre basan parmak da aynıdır en nihayetinde, tetiğe basarken kısılan göz de. Sol gözümü kapatamadığımı farkettim, durup dururken sol göz kapatılmaz zaten, sağ gözünü vizöre daya sol gözünü kapat dendikten sonra yapmak istedim olmadı. Ya tek başına sağ göz ya da hepsi birden kapanıyor, tek başına sol gözümü kapatamıyorum, hala da deniyorum.

Otların arasındayım, suyun hemen yanına düştüm, boz bulanık su ve çamur her yanımı kapladı. Yine de  altına bakabiliyorum bulutların, çok da havalanamazdım zaten, küçük daireler çizerdim sadece. Açılmayacak kanatlarım yanımda, çamurlu çamurlu duruyorlar üzerinden bir daha geçemeyecekleri otların arasında.

 Ben fotograf çekiyorum, avcıların sesleri duyuluyor uzakta. Bulutları dağıtıyor barut kokusu, köpeklerin burunları dolaşıyor otların arasında, bir kez daha üşüyor ayaklarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...