16 Nisan 2015 Perşembe

Kapı

Kapı dışarı doğru açılıyor. bütün kapılar sokağa, kapıya, dışarıya açılmıyor ama. İtiyorum, itekliyorum hiç bir yere gitmiyor, kıpırdamıyor bile. İtiniz. Bırakınız. Olmuyor.

Aslında hiç telaşlanmamam gerekirdi, en azından hepimiz bir kaç kez aklımızdan geçirmişizdir bir yerde kapalı olmanın nasıl bir his olduğunu. Al işte bugün bir merakımızın ama ilgimizin değil sadece cevabını merak ettiğimiz bir şeyi öğreneceğiz, bu öğrenme yaşarayarak olacak elbet. Öğrenmenin en kudretli yolu.

Boğulma tehlikesiyle yüzme öğrenmek gibi. Hava akışının olmadığı yerlerde duramam, nefesim kesilir, soluksuz kalırım. Bildiğim her şeyi unuturum, ihtiyaç halinde işe yaramayacaklarsa niye öğreniriz. Beyin kendini nelerden korur, feda edeceği benim hayatım mı yoksa kendi hayatı mı. Ben ona bağımlı yaşıyorum, öğren dediğini öğrenip, öğrenme dediğini, kulak arkası yap dediğini kulağımın, bütün duyularım en arkasına fırlatıyorum. Şimdi ne oluyor peki, kim kurtaracak bizi. Kendimle mi çelişiyorum, beynim bana oyunlar mı oynuyor.

Bu monologları kime yazıyorum ben, he beynim nerdesin bir fikrin var mı, hatta teorin. N'olcak bize.

Kal dediğin bu yerde kapının açılmasını mı bekliyeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...