24 Mart 2015 Salı

Ara ki

bulamadım bir türlü, halbuki hep aynı yere koyarım defterimi. Birilerinin ilgisine mazhar olup onlarla beraber bir yerlere yürüyüp gittiğini zannetmiyorum. Kitapların arasına dikkatlice baktım, neticede defterin sırtında her hangi bir yazar ve kitap ismi yazmıyor, iki kez rafları taradım gözlerimle yine de göremedim. Ara sıra yatağımın altına da düşerdi, baktım orda da yok. Alıp başını gidecek hali de yok, benim gibi eşyasına bağımlı bir insanın eşya tarafından terkedilmesi, eşyanın tabiatına aykırı hem.

Eşyanın tabiatı, anlamlandıramadığımız şeyler hususunda ettiğimiz tuhaf laflardan değildir. Bir şeyin gerçekliğinin ve sınırlarının ötesine geçilemeyecek olması ya da içte olanın dış bir örtü altında tutulamaması. Gerçeğin doğasının inşaası,  hiç olmayan bir şey. Tüm çıplaklığıyla karşımızda duranı görmeyiz de olmadık yerlerde ararız gerçeği. Hakkaniyetli olmak isteriz, aranmadan bulunacak şeylerden, çağrılmadan gelecek hakikatlerden hoşlanmayız.

Ara ki bulasın, eşyanın karnında yatanı, zihnin içindeki çekirdeği.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...