10 Temmuz 2016 Pazar

Witgenstein jr

wittgenstein jr. Eğer bir kitabın üstünde bir filozofun ismi yazıyorsa ve şayet kitap bir kurguysa çoğunluk ne düşünürse düşünsün kitabın yazarının kim olduğu ile ilgilenmemiz her şeyden evladır.

"Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarını belirler."

Lars İyer, ingiltere'de Newcastle Üniversitesinde Felsefe bölümünde akademisyen. Yazarın daha evvel yine Kolektif Kitap'tan yayınlanan bir de üçlemesi mevcut. Hayli ilginç ve mizahi bir dille yazılmış olan üçleme Dogma, Kuşku ve Göç isimlerini taşıyor. Düşünme'yi daha doğrusu düşünebilmeyi konu alan kitapların başlıklarndan da anlaşılabileceği gibi düşünmek ve çözüm üretmek bir dilin mümkünlüğü ile zihnimize zuhur eder.

Cambridge Üniversitesinin koridorlarında dolaşıyoruz on iki felsfefe öğrencisi ile beraber. Daha doğrusu derse devam etmek isteyen on iki öğrenci ile beraber. Bu on iki kutsal öğrencinin görevi dersi tamamlamak. Tabiki durumları baştaki şeklinden farklı olarak bitecek.

On iki öğrencinin tek ortak noktası mantık dersini fizksel olarak benzemese de tavırlarıyla ve düşünme biçimiyle Wittgenstein'e benzettikleri hocalarından bu dersi almakta kararlı olmak. Bu on iki adam aynı zamanda hiç bir surette de birbirine benzememektedir, bu da kurgunun en güzel kısmı aynı zamanda. Aileleri, gelenekleri, geçmişleri, hayata bakış açıları da buna dahil. Hatta kitapta tek yumurta ikizi olan Kirwin kardeşler bile hiç bir konuda aynı fikirde değiller.

Düşünüyorum düşünüyorum ve bir şey çıkmıyor. Bütün önermeleri, her şeyi ayrıştırıyorum birleştiriyorum olmuyor. Düşünmenin etken maddesi yürümek, Cambridge'in etrafında saatlerce sürecek, sayısız yürüyüşler yapıyorum, bir öz bulabilmek için. Saf düşünceye ulaşabilmek için. Kendimizi bir filozofun yerine koymasak da olageldiği üzere roman kahramanın bakışından, düşünüşünden kendimizi soyutlamamız da pek mümkün olmuyor.

" Tanrı kavramı had safhada sefalet, azap ve tereddüttün ifadesi için kullanılır, diyor. İşin aslı, din sadece sefiller içindir. Bu yüzden, sefalet hakkında bir fikri olmayan bizler din hakkında da fikir sahibi değiliz. Ve yine bu yüzden, kendimizi asla sefil hissetmeyen bizler felsefe hakkında da fikir sahibi olamıyoruz."

"Sessizliği. Bizi en derin gölün en dibine çekmek istiyor. Oysa biz boğulmak istemiyoruz. Boğulmak için çok genciz. "

Hayata başlayacak öğrenciler için bir nevi köprüden önce son çıkış, sonrası dönen bir tekerlekte yuvarlanma hali zaten, biliyorsun. Gerçekliğin kapıları.



Ludwig Wittgenstein'ın Tractatus Logıco-Philosophicus ve Felsefi Soruşturmalar adlı kitapları Metis Yayınları tarıfından yayımlanmıştır. Yan Değiniler adlı kitabı Oruç Aruoba Altıkırkbeş yayinevi için hazırladı ama kitabın nicedir baskısı yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...