23 Ekim 2014 Perşembe

komodin

bugün kardeşcağazıma alacak bir şeyler arayışında kadıköy'de dolaşırken kendime bir komodin aldım. nasıl ama, niyetler, kısmetler karışabiliyor.  pazarlığı iyi yaptım diye düşündüm, babam düz olsaymış bari dedi, tabi bu düzlük nerede sorusunu hiç düşünmüyoruz, ödemeyi yapmadım daha istersen sen de bir pazarlık yap dedim, sen alıcı olmuşsun, istekli davranmışsın daha olur mu dedi. yükledik komodini arabaya eve getirdik. annem, buna kaç para verdin dedi, ekledi insanlar bunları artık sokağa atıyor sen bir de üstüne para verip alıyorsun .bu insanların sokağa attıklarından değil dedim, bak oymalı kakmalı.

kardeşim, güzelmiş, bunu nereye koyacaksın dedi. ve meseliyi dillendirmiş oldu.

benim bir yer sorunum var. ha bire bişeyler taşıyorum eve. koltuklar, sandalyeler, porselen takımlar ve bir sürü dekoratif şey. hepsi çatının derin ve sessiz karanlığında duruyor. benim bir evim yok, benim bir odam var. ve o odanın ortakçısıyım bir anlamda, malum oda gayet sınırlı bir hacme sahip benim sokaktan alıp getirdiğim herşeyi kabul etmesi çok zor bu anlamda. kendimi her ne kadar sınırlamış da olsam kullanmayacağım şeyi almama, göremeyeceğim  eşyaları toplamama konusunda gene de bazan dayanamadığım şeyler oluyor ve hemen alıyorum.

 "ama deseni çok güzelmiş canımm, bir daha bulamam ki" yegane cümlem. dökül saçıl bitmiyor bu iş.

                                        
                                           bit pazarı, insanları heyecanlandıran bir şey.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...