5 Kasım 2014 Çarşamba

Zamanlı-sız

her şeye aynı anda sarıldım. sanki bunca yılı, bunca zamanı boşa harcamış gibi hissediyorum kendimi. yaşadıklarımdan bir pişmanlığım yok açıkçası, sadece zaman biraz daha iyi kullanılabilirdi, o kadar. Yıllardır yapmayı düşünüp de yapmadığım şeylerin hepsini destursuz bağa girmiş gibi kendimi yok edercesine yapmaya koyuldum. Annemin tabiriyle canımın kıymetini bilmiyorum. Bunca yıl bu canı orda burda gezdirip, tuhaf şeylerle eyleyip yordum. bundan sonrada canım, bu sebepten hiç olsun, nasılsa bu can hiç olmaya teşne.

iş-güç hayatımda kocaman bir alan kaplıyor, haftalık durum değerlendirildiğinde işe gitmedğim gün sayısı bir. bu da hayatta biraz yenik bir ifade yaratıyor, bir gün hiç birşeye yetmez, bir gün hiç bir işe yaramaz, bir günde olmaz öyle güzel şeyler. hayat bir güne sıkıştırılamayacak kadar önemli velsahasıl.

yazmak sevdasına düştüm. nasıl  olur, nerde olur, ne zaman olur, kim olur  derken kendimi bir "güzel yazı atölyesi"nde buldum. okumak, yazmak çok meşakatli yorucu bir iş. kolay yazılmıyor, kolay olunmuyor tatbiki olarak yaşıyorum bu durumu. her kelimenin neredeyse çıkış anına yakalayacağım.

koltuğumun altındaki karpuzları çoğaltmak gibi bir halim yoktu aslında. yıllardır bir yüksek lisans tezi yazamamış ben, bu yıl tarih bölümüne de kayıt yaptırdım. kayıtdan sonra bana çalışmam gereken bir sürü kitap verdiler bir torbada. peki dedim, bu da kabulüm. ne kadar giderse.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...