11 Haziran 2014 Çarşamba

fahriye abla

yaz geldi, Fahriye Abla eteğimi giydim evin içinde terliklerimi şıpırdata şıpırdata dolaşıyorum. bizim ev çok geniş gez dolaş bitmiyor, üç odası bir de salonu hatta salomanjesi var. bildiniz mi salomaj hani eskiden olurdu. eskiden mahalleli genç hanımlar beli lastikli, kloş, üç katlı boyu ne uzun ne kısa midi boy dedikleri hanım hanımcık etekler giyerlerdi. Fahriye Ablamın eteğinden.

şimdilerde bu işi ben üstlendim, devam ettiriyorum Fahriye Ablanın eteğini giymeyi, ama evde. çiçekli düşler sokağı gibi etek, allı morlu dallı güllü. çay mı yapılacak hemen gidip yapıyorum salata işi mi var hemen domatesleri doğramaya başlıyorum aman canım nerde eski domatesler nerde bu kendine domates süsü vermiş kırmızı şey.

 aman  neyse ne ben bu eteği giyince işte bana da böyle tuhaf haller geliyor. her an bir evi çata bilirim gibi hissediyorum, dizimi kırabilirim belki. Fahriye Ablam tornavidadan sızan kanı eteğine silmiş miydi acaba celalleniyor etek sanki arada. rüzgarına kapılıyor uçan dairelerin, ayakları yerden kesiliyor kimileyin.

"CELALİYİM

    CELALİSİN

          CELALİ  "  CEMAL SÜREYA 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...