10 Ağustos 2012 Cuma

kano ile eşen (xantos) çayını geçmek

bir nehri kano ile geçmek gerçekten müthiş bir macera, ben bu macerayı 2005 yılında yaşamıştım. o kadar heyecanlanmış o kadar mutlu olmuştum ki , mümkün olan en kısa  zaman diliminde tekrar aynı macerayı yaşamak istemiştim.

bu olaya dahil olabilmek için insanın yolunun Patara'ya düşmesinin gerekmesi olayın kısa sürede kendini tekrarlatmasına hep engel olmuştur. ama bu yıl ben kaş'a gidiyorum ve bilin bakalım orada ne yapacağım diye o günkü ekibe eşen (xantos) çayını yeniden kanoyla geçeceğim dediğimde hepsinin iştahı kabardı. çünkü herkesin aynı anda mutlu olduğu bir aktiviteydi kano ile nehir geçmek.

tabi bu fikrimden tatil arkadaşım Nursel'e bahsettiğimde oluru hemen vermedi, ama ben kendisine sazlıkların arasından geçeceğiz, etrafımızı bazen orman kaplayacak, bazen kendimizi akıntıya bırakacağız, kürek çekmeyi öğrenince ve kanonun burnunu düz tutmayı başarınca bak çok eğlenecek ve mutlu olacağız dediğim için kabul etti. tabi bazı şartlar da ileri sürmedi değil, sen kürekleri çekersin ben sigaramı içer, etrafı seyrederip keyfime bakarım gibi ama ben olayın bir ekip işi olduğu konusunda kendisini hep uyaran taraf oldum ve sürekli geçmiş deneyimimi anlattım.




gelin görünkü işler benim açımdan hiç de hesapladığım gibi olmadı. biz kanomuzla ilerlemeyi başaramadık, sürekli balçıklarda ve sazlıklarda çakılı kaldık. kürekleri asılmaya başaramayan Nursel, kendisi kanonun arka bölümünde oturduğu için kaptan görevi de görüyordu aynı zamanda, bu işe hiç vakıf olamadı bize anında acil bir müdahale oldu ve ekibi dağıttık.

profesyonel biriyle yolculuğuna devam eden arkadaşım, kanonun 1.sınıf bölümündeymişçesine seyahatini sürdürdü de diyebiliriz, kendisine çeşitli ikramlarda da bulunuldu aynı zamanda, malum elleri boşa çıkmıştı zahar keyif çatmasın da ne yapsın.

benim kanonun kaptan koltuğuna oturan 17 yaşındaki partnerim biraz heycan yapmış olsa gerek ki kanomuzu devirdi. ee bu hayatta kaç adamın başına böyle bir hadise gelir, kano turuna katılıyorsun ve sana bir hatun düşüyor gerçi ben nerdeyse annesi yaşındayım ama olsun, kadının genci yaşlısı olmaz diyelim tastamam kadın oluşu makbuldur.

                                       ıslak ve kaymış, sudan çıkmış halim.


can yelekleri beni suyun üstünde tutmuş olsa da ben çocuğa I can not swim diye bağırmaya başladım can havliyle. biraz fazla ingiliz olan seventeenimiz, londranın merkezinde yaşıyormuş haliyle olsun o kadar, çokca sorry ile durumu kurtardı.

ters dönmüş kanoyu düzeltip tekrar binmeye çalışmam biraz uzun sürdü. bu esnada terliklerim, küreğin biri ve su şişem suyun üzerinde sürükleniyordu, can havliyle terliklerimi yakalamayı başardım ama diğerleri gitti. yahut ben öyle olduğunu sandım da diyebiliriz küreği organizasyon sahipleri yakalamış ben de su şişemi üç beş kilometre sonra buldum.



sonrasında iyi bir ekip olarak 18 kilometrelik yolculuğumuzu tamamlamayı başardık. tabi bu olay bende bir hafta boyunca kollarımda kas ağrılarına neden oldu, hatta elim su topladı.

neticede ben kano turumu yaptım biraz fazla sulu sepken bir maceraydı ama olsun, sanki tepede bütün ihtişamıyla xantos şehri tüm sakinleriyle macerayı seyrediyorlarmış gibime geldi. nasıl ki nehrin ucu patara plajına bağlanıyor, ben de zamanın kıyısından içeri doğru bir dalış gerçekleştirmiş oluyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...