18 Temmuz 2012 Çarşamba

cordoba (corto )

cordoba'ya gitmek istememin yegane sebebi bir zamanlar okuduğum Hugo Pratt'in ete kemiğe büründürdüğü müthiş adamı, karakteri Corto Maltese'dir.

şimdi kitap kahramanlarından etkilenmek, hatta biraz daha fazlası onlara aşık olmak gibi eğilimlerim var. tahminimce bir çok insanın da vardır. bu konuda yalnız olduğumu düşünmemekle beraber yazarların bunu bilinçli bir şekilde yaptıklarını da düşünmekteyim. hayatta gerçek olamayacak bazı şeylerin tahayyülü genel olarak hepimizi mutlu ediyor kanımca.

ama nedense başka bir amaç için cümle kurmaya başlayıp, niyeyse cümleleri saptırmak gibi bir gelişimim var. yine yaptım aynı şeyi, geçen gün de böyle oldu avşa adasının tahammülsüzlüğünden bahsedecektim, bir iki lawrence'dan filan bahsedip olayı yani yazıyı sonlandırdım.

ey kari yazmak bir çağrışım sürecidir, lakin insanın bunu da bir alt alta yan yana getirirken azıcık düzenleyip tertiplemesi lazım, benim gibi serbest çağrışımla gelişine vurmak paragraf paragraf anlamsızlıktan başka bir şey olmuyor. başkalarına verdiğim akılları da azıcık kendim kullansam belki şu an başka bir bir şey olurdum. bu faslı  da sonlandırırak okuru  sıkmayayım artık.

ben cordoba'ya yıllar yılı bir anahtar vazifesi verdim, sırf corto cordoba'da doğmuş olduğu için. cordoba'nın dar sokaklarında gezinmenin hayalini kurdum yıllarca, cordoba caminin diyeyim at nalı kemerlerinin arasında dolaşmanın nasıl bir his olacağını tarttım dudaklarımda bir tebessümle.

 arkamdaki müthiş nehir büyük su yolu anlamına gelen Guadalquivir. uygarlıkların su kenarlarında yükselmesi ne kadar manidarsa bu nehrin bu yamacından karşıya bakmak, sonunda roma'dan kalma bu köprüyü geçip ( ki köprülerle de maalesef çok özel bir bağım var. köprü deniz feneri gemi balık v.s) cordoba sokaklarına adım atacak olmanın verdiği heyecan bir o kadar ( uygun kelime aklıma gelmiyor) manidar. (yine aynı kelimeyi kullanmış oldum aksi şey)

 harita üzerinde cordoba'yı seçtim. burdan okunmuyor kaldı ki ordan okunduğunu da sanmıyorum. ama burası sevilla'da yer alan 1929 yılında yapılmış müthiş ispanyol meydanı. ispanya şehirlerini ve ispanya sömürgelerini gösterir haritalar ve yapılar yükseliyor, ekonomik krize (1929 yılında cereyan eden ) karşı koymak amacıyla yapılmış bir organizasyonun simgesi.

 burası da cordoba sokaklarının insana sunduğu nimetlerin en güzellerinden bir kare.


evet sonunda ta buralardayken içinde olmayı hayal ettiğim, nehrin kıyısında durup, köprünün üstünden geçerken heyecanımı bastırmaya çalıştığım la mezquita ( cordoba cami ).

sadece cordoba hasreti için değildi tabi bunca şey, ben cebeli tarık'ı geçerek ulaşmak istemiştim endülüse. endülüsü keşfe cordaba'dan başlamanın nedeni çizilmiş güzergah diyebiliriz. kuzey afrika'dan başlayan müthiş macera. kimsenin önüne geçemeyeceği ispanyol kültüründe büyükçe de bir payı olan ya da yoketmeye kıyılamayan topraklar.

corto ispanyolca kesmek kökünden gelen bir isim belki de böyle bir isim yalnızca Hugo'nun karakteri için uygun bulduğu bir söz. çünkü corto elinde yeralan şans çizgisinin kısa olduğunu söyleyen falcıya inat elini bir usturaylala keserek şans çizgisini uzatmış bir zat.

"ne dogmalara, ne de bayraklara inanırım." corto maltese


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...