23 Ocak 2012 Pazartesi

seyahat

günlerimi yolculluklar planlayarak geçiriyorum neden bu kadar çok seyahat planlıyorum çünkü yaşam inanılmaz sıkıcı en azından benim yaşamım. ve neden hep böyle planlıyorum çünkü yeterli kayanağa ve zamana da ihtiyacım var planlamazsam kaynak, aslında kaynak değil tabi biriktirilmeye çalışılan taşıma suyu, yanlış zamanda çarçur olur gider. hal böyleyken afrika ülkelerinin cetvelle  çizilen sınırları gibi benim de  bu zamanın kesitlerini  kendim için çizmem gerekiyor.

lakin otobüste gelirken okuduğum kitaptaki cümleler beni hem yüreklendirdi hem de hüzünlendirdi. cümleleri buraya yazmak istiyorum kalıcı olması için sonra kitabın aynı sayfasını bulmak zor olabilir. aramak ve bulmak konusunda sıkıntılı da değilimdir en nihayetinde. ama kalıcılık şart

şimdi hüzün makamı "soluğu nerede alsam, iniyorum ve bir küçük yuvarlak alanla karşılaşıyorum, şehir haritası olan, bir de dükkanların sıralandığı sokak. bu kadarı, nereye gidersen git, hep aynı. köpekler bile hep aynı görünüyor."  evet ben de bu görüntüyle çok karşılaştım yuvarlağın bir noktasında belediye binası diğer tarafta ulusal tiyatro ve opera binaları.

ama diğer cümle de pek olumlanacak türden değil aslında. " uzun bir gezgin yaşamı sürdürmek için şu üç şeyden birine sahip olman gerekiyormuş: ya dindar olacaksın, ya sanatçı, ya da ruhani.eğer bunlardan birine sahipsen ama yeterli değilse, uzun bir gezgin yaşamı söz konusu bile değilmiş."

bunlardan da hiç biri değilim aslında, ortalıkta dolaşan bu memleketteki bütün silleyi tokatı yemiş ve hala yemeye devam eden eksik ve kayıp kuşak bireyiyim ben. hatta ben bir kişi miyim. belki de o yüzden ana caddeler yerine ara sokakları tercih etmem. ne diyoruz sokak güzeldir.

kitap okumak isteyene ülkemizde geç tanınmış ve diyebiliriz ki amerika'da ki popülariteden dolayı bilinir hala gelmiş Haruki Murakami'den Yaban Koyununun İzinde. alıntılarımız oradandır.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...