Sırtımı duvara yaslıyorum, bütün kemiklerim canıma batıyor. Sanki omurgam bir daha hiç bir araya gelmeyecek kırılmış bir vazonun parçaları gibi, sürekli can yakıyor.
Çıkıp dolaşmak niyetindeyim, bir adım atıp bir daha görünmek istememecesine. Canımın acısı geçene kadar belki, belki hiç. Rüzgarımda bir mavi, mavide bir yeşil vücdumda gömülü bir iskelet. Çıksam da bir çıkmasam da aslında. Üst üste, üstüne üstüne giyiniyorum. Bir yere değdiğimde kendimi hissetmek istemiyorum. bedenimin sesini de duymak istemiyorum. Her an kendimi dinliyormuşcasına adımlıyorum.
Bir pencerenin arkasına, bir salkım söğüdün altına bırakıyorum kendimi en rahat. Belki bakışımsız bir hayatın geçmeyeceğine kanaat ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder