6 Mart 2013 Çarşamba

eve gitmenin en hızlı yolu

eve gitmenin en kestirme, en hızlı yolunu düşündüm bugün, tüm gün. dünden devir bir sırt ağrısıyla, fazlaca işten ve dertten arta kalan zamanlarda. yani aslında son beş dakikada yaptım tüm planı.

eve hızlıca gidebilmek için yürüme mesafesini azaltmam gerektiğine karar verdim. madem yürüme mesafesi azalabiliyor niye her gün azalmaz bu yol diye düşünmüyoruz tabi bu arada.

öncelikli olarak on dakikalık yürüme mesafesinde olan otobüs durağını değil beş dakikalık yürüme mesafesinde olan tren istasyonunu tercih ettim. kafadan kardayız (karlar içinde de olabiliriz tabi şapkaya dikkat), nasıl olsa ikisinin de bekletme süresi aynı. ya gelecektir, ya da geliyoooor koş koş koooş'tur.

efenim ben hafif deparla trene bindim, rahatça  gördüğüm ilk boş koltuğa kendimi bıraktım. on dakikalık tren yolculuğunu sonlandırıp metrobüs macerası için durağa doğru hareketlendim, metrobüsde boş koltuk yoktu lakin bu benim için sorun değil yolculuk yalnızca beş dakika sürecek çünkü, mühim olan üçüncü araç. bizim mini otobüsümüz. metrobüsten iner inmez de koşar adım durağa çıktım. durak da gördüğüm ilk şahsa yakın bir zamanda otobüsün geçip geçmediğini sordum bana acılı haberi verdi, mini otobüsün az evvel geçtiğini söyledi. neyse ki iki dakika sonra aynı hattın bir başka otobüsü geldi.  ve ben beş dakikalık bu yolculuğun ardından evimin bulunduğu sokağın başında otobüsten inme ve bir dakikalık yürüme mesafesi ile evime gelme huzuruna kavuştum.

bu araçsal değişimle her gün hemhal olacağıma on dakika yürür bir otobüsle yirmi beş yahut otuz dakika yolculuk yapar ardından bir on dakika daha tekrar yürürüm demiyorum tabi , arada metro filan da kullanıyorum. yol biraz eğlenceli olsun diyerekten çok araçlı götür geçim var benim (bu yeni türettiğim kelimeyi de tdk'ya verebilirim). aylık akbil, bas geç.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...