14 Mart 2013 Perşembe

ve yüzlerimiz...

kendimi ele vermemem gerekiyor ama benim ikinci en sevdiğim yazar John Berger'dır. bir kitabını okuyup etkisinde kalmamak mümkün olmamakla beraber, bir kitabını yalnızca bir kere okumuş olmak da mümkün değildir. gün gelir tekrar okumak isterseniz evinizde, kitaplığınızda ne kadar okunmayı bekleyen bir heyecanla almış olduğunuz kitaplar kapaklarının açılmasını sayfalarını bir zihnin içine zuhur ettirmesini beklese de bazan işler böyle yürümez. bir göz atayım dersiniz kitabı baştan okumaya başlamış bulursunuz kendinizi. kitabı diyorum çünkü aslında amaç John Beger'ın zihninde dolaşmak çünkü, onun hissiyatında, yol göstericiliğinde bir şeylere anlam vermeye çabalamak.

kimsenin gözünden dünyayı göremeyiz elbet, ama bizim bir anlatıcıya ihtiyacımız var. gerçeklikten kaçmak için değil, gerçekliği daha iyi anlamak için çoğu kere.

kucağımda dilimize çevrilen son kitabı Bento'nun Eskiz Defteri, öylece yazıyorum hızlıca. fransa'nın bir köyünde tarlasını ekip, ağaçlarını budayan büyük bir adamın yüzüne bakarak.

ben bir demiryol işçisinin motorunda kilometreler katettim, hapishanedeki sevgilisine mektup yazan bir kadınla akşamları pencerenin önünde oturdum, ne zaman bir postanenin önünden geçsem bir zarfa adres yazmaya çalışırken görürüm kendimi, elimde tuttuğum zarf birinin eline ne zaman ulaşır düşüncesiyle.caravaggio benim de sevdiğim ressamlardan biridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...