26 Aralık 2012 Çarşamba

aralık

hep bir aralık düşünülen ama hiç bir aralık yapılmayan ya da olmayan şeyler vardır. aralık kelimesi herkese herşeye mesafe midir acaba. ya da bir arada kalmışlık mıdır, içerde olamadım dışarıya çıkamadım. belki de ortanca çocuk olmanın getirdiği bir arada kalıştır bu.

 aylardan aralık. benim için çok hassasiyetli bir ay, doğduğum ay çünkü. insanın sürekli arayınca birşeyler bulması mümkün elbet ama niyeyse hep aralık kelimesinin şahsıma çok bağlı bir anlam içerdiğini de düşünürüm. bilemiyorum temmuz ya da ocak ayında doğsam bir şeyler değişir miydi, belki bu kelimerle de bir şeyler yapılabilinirdi, bir yerlere gidilirdi. arayınca bir çok şey bulmak mümkün.

sanki önümüzde dağ var, habire bir yerlere gitmek
bir şeyleri aşmak istiyoruz. hayatı kesinlikle bize yanlış öğretiyorlar, ama sistemin çarklarını da onlar kurduğu için zaten onlarlasın, gerisi teferruat sayılıyor. ne yapsan nafile, bundan sonrası boş. sana sadece hayal kuracak kadar tohum veriyorlar, afyon niyetine. böylece geçer ömür. giden cepten ordan burdan. adam sende düşünme bunları.






belki de köprüleri bu yüzden seviyorum, iki ulaşılmaz şeyi birbirine bağladığı için, iki dağın , bir denizin iki yakasını ya da birleştirdiği için. iyi mimarların hakkını da vermek lazım tabi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...