21 Aralık 2011 Çarşamba

gezgin

2010 yılından nefret etmiştim. hem de ocak ayının ilk günlerinden itibaren. çünkü belirlenen parayla gezecek imkan yoktu ve daha bir sürü dert. bitmeyen yüksek lisans tezi af coşkusunu gölgede bıraktı her defasında. tam iki af dilekolay , bir üçüncüsünden de yararlanabilirdim ama artık ben vazgeçtim aslında zaten vazgeçmişmişim de haberim yokmuş. olmayan olmuyor daha doğrusu yapılmayan.

2011 yılını hasretle ve de iple çekerek beklemeye başladım velhasıl. epey uzun sürdü gelmesi 12 ay kadar hatta. sonuç yine aynı oldu.bir sürü mutsuzluk beklentileri karşılamayan hayat. tatil denen şey çok kısa iş hayatına kıyasla, fakat çalışmadan tatil olmuyor çalışınaca da tatil olmuyor. 2011 yılından da boyunun ölçüsünü alan bir insan olarak dertlerimin bir kısmının ipini kestim artık bana bağlı değiller özgürce semada dolaşıyorlar. ve geziler programlamaya başladım, bir kısmı henüz gerçekleşmedi ama onlar gerçekleşmedikçe ben daha çok planlıyorum. ve aylar evvelinden planladım 2012'yi.

misal endülüs gezim için aldığım İlker Özünlü'nün Endülüs kitabı hala başucumda ama artık planımı bir ileri taşıdım ve cebeli tarık üzeründen bir de fas'a gitmek istiyorum. bir gezi ile iki kıta. hava çok ısındı.

 bir beneloxe turuna da kendimi çok hazırlamıştım bu yıl ama bu da mümkün olmadı. amsterdam, belçika (özellikle bruges ). İn Bruges filmini izledikten sonra hem Colin Farrell sever oldum ( Büyük İskenderdeki karışın sarışın hali unutulmaz ama olsun filmi de izlemedim zaten) hem de o küçük orta çağ şehrini.

elbette memleketin batısını, güneyini, doğusunu kuzeyini arşınlamayı da planladım.

gezgin ve gölgesi / Halil Cibran


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...