13 Ocak 2011 Perşembe

ölümüne yürüyorum

ölümüne yürüyorum sanki hep bir yerlere yetişmek zorundayım, ya da  birşeylerden mahrum kalmama çabası mı bu. hayat beni kovalıyor hatta kovuyor ben de sürekli olarak yetişmeye çalışıyorum ve bunu yaparken de yanımdakileri de sürüklüyorum. yine "ölümüne yürüyoruz" dedi birileri.evet evet, artık sokakları yavaş yavaş sakince geçeceğim, hoş sokakların hepsi birbirine benzemeye başladı artık sokaklarda görülmeye değecek bir şey de yok ama olsun ben yavaşlama kararı aldım.

en sevdiğim yazarlardan Kundera bu durumun çok da güzel kitabını yazmıştır. Yavaşlık.

"yavaşlık ile anımsama,hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır.gözümüzün önüne en sıradan bir durum getirelim:bir adam sokakta yürüyor birden bir şey anımsamak istiyor,ama anı uzaklaşıyor.o anda,kendiliğinden yürüyüşünü yavaşlatıyor.buna karşılık,az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan,hala çok yakınında olan zamanda sanki bulunduğu yerden hemen uzaklaşmak istiyormuş gibi elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır.

yavaşlığın derecesi anın yoğunluğuyla doğru orantılıdır;hızın derecesi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. "

bendeki hız problemi tam olarak buna bağlı olmasa da günümüz madem hız ve teknoloji çağı karşısında yer almayı seçiyorum.bu blog da kendi kendini yok edecek bu ilk yazıdan sonra napalım mukadderat.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...