24 Haziran 2015 Çarşamba

İğne

iğne arıyorum. İğne mine ucu düğme.....ama bu iğne arama şarkısı değil. İğne aramanın şarkısı türküsü yok. İğneyi büyük bir sessizlik ve huşu içinde aramak gerekiyor demek ki.

İğne aramak için yahut bir iğneyi bulmak için önceden düşünmüş olmak ve bir karar vermiş olmak da gerekiyor. Bana niçin bir iğne gerekli, bu çok detaylandırılabilecek cevaplar içeren bir soru aynı zamanda. Bir şeyi bir şeye eklemek için iğne arıyorum.

Ama iğne ne zaman elime geçse,parmaklarımın arasında dursa hep yumuşak bir bir yere sokulmak istiyor. Yumuşaklığın içinde kaybolmak, etin içinde yol almak tutkusu onunkisi. Metal yorgunluğunu atlatabilmek, eğilmez bükülmez yapısının ötesine geçebilmek için etin içine gömülme hasleti.

Bir iğneye ev sahibi olmak. İğnenin soluksuzca dolaşması bir bedenin içinde. Yer değiştiren gölge misali yerini sevmeyen yadırgayan iğnenin can yakan macerası.

Olurya dikiliverir birden içinizde bir şey, batar aniden, irkilir neye uğradığınızı şaşırırsınız. Bir iğne çıkmıştır, toğunuzdan yukarılara doğru.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...