19 Mayıs 2015 Salı

Renk

çok renkli hayatımızın siyah beyaz günlerine mi geldik, nedir bu sessizlik. Renkli bir ırmak gibi çağlar nereye akacağımızı bilemezdik halbuki, yatağını bulamamış suyun çağıl çağıl dökülmesi misali ordan oraya rüzgarla savrulur, nereye konacağını bilemeyen bir damla gibi pat diye boşluğa düşerdik.

Nicedir yalnızca bir boşluğu duyumsuyorum. Hep bir kayanın üzerinden yahut büyükçe bir taş kütlesinin üstünden düşüyorum. istemsizce ayaklarım beni sürüklüyor, kollarım yanıma düşüyor, belli belirsiz bir sıcaklık akıyor ayaklarıma doğru. Bir görüntüyü tutmaya çalışıyor gözlerim zihnimde, herşey ne kadar da yamuk.


Bazan çıkardığımız gürültüden kendimiz korkar , etrafa verdiğimiz desibeli yüksek titreşimin halkalarına bakardık. İçre bir şey miydi bu kadar sanki kendisi, biz böyle halka halka iç içe geçen daireler oluşturdukça içten dışa doğru mu yoksa dıştan içe doğru mu çekildiğimizi bilmeden düşerdik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...