20 Ocak 2015 Salı

Defter

masamın üzerine defterlerimi diziyorum. Her birini farklı bir amaç için aldığım defterler, bir kısmını da kapağı, kağıdı çok güzel diye aldım gerçi.

Mesela şu kırmızı kapaklı defter, kapağında kahve makinesi olan, seyahat anılarımı yazmak için almıştım. Sözümona gittiğm şehirlerde gördüğüm, yediğim, içtiğim şeyleri yazacak, bende bıraktıkları duyguyu aktaracaktım. Sevdiğim şeylerin resmini yaparak, şehrin simgelerinin gölgesinde kalmış arka sokak maceraları anlatacaktım. Ama hepsi laf. Yalnızca kapağı kaldırlmış, hoş bir başlangıç olsun diyerekten içine bir harita yapıştırılmış vaziyette duruyor.

Kendime bir de kelime defteri aldım. Kapağında kasımpatları olan defter. Yaşlandıkça insan çiçeklere, çiçek desenlerine daha düşkün oluyor galiba, artık vitrinlerde de beni cezbeden çiçek desenli renkli kumaşladan yapılma giysiler ve yine çiçek desenli kutular, kağıtlar, defterler...

Gelgelelim ben bu deftere de hiç başlayamadım. Kullanmayışım kelimesizlikten ileri gelmiyor, başlarsam devamını getirebilirlir miyim endişesinden. Bir günüm bir günümü tutmadığından el yazım da sürekli değiştiği için, ah efendim her gün aynı kalemi bulamazsam, göremezsem defterin yarısı mavi yarısı siyah kalemle, yarısı eğik yarısı dik yazı ile yazılmış olursa diyerekten .... Olmadı, bir türlü başlayamadım.

Ben de şu minik kapağında küçük küçük mavi balıkların olduğu defteri aldım. Bu deftere dilediğimce yazma özgürlüğü verdim kendime. Böylece kendimi rahat bırakmış olacak, bir takım kaygılar taşımadan defteri rahatça kullanabilecektim. Ama dedim bu defter küçücük bu tam da en sevdiğim kelimelerin harfi olan "m" ye yakışır ve defteri m harfli kelimeler defteri yaptım. Ama deftere tek bir kelime yazamadım. Oturup sözlüğün başına içindeki m harfli kelimeleri yazmak istemedim. Aklıma geldikçe de m harfli kelimeleri yazamadım. Bir karışıklık olacak gibi hissettim, defteri hiç kullanamadım.

Ortadaki yeşil kapaklı defter mi, oradan bakınca görülüyor mu bilmiyorum ama o benim Virginia Woolf defterim. Kapağında yer alan hafif tebessümlü, sağ bakışımlı siyah beyaz fotograf, bir çok kitabının da kapağında yer alan fotograftır aynı zamanda. İçe dönük bakışlarıyla, dalgaların çok da uzağımızda olmadığını söyler gibi. Yazılmamış yazılamamış defterlerimin en üstünde duruyor, ona insanlık tarihinin düzmecelerini anlatan bir şeyler yazmak istiyorum. Uzunca bir zaman daha kullanılmadan zamanını bekleyecek gibi. Düzmece azlığından değil elbet, vakitsizlikten.

Şu eski püskü kenarları kıvrılmış sarı defter. O defterde her şey var. Gelir gider hesaplarından yazar ve kitap isimlerine, gidilecek görülecek yerlerin listesinden günün hissettirdiklerine kadar her şey yazıyor. Ama ben yine de bir defterin kapağını açıp "hava bugün serinmiş, tşirt ve etekle çok ince kaldım" demek istiyorum. Ve bu defterin sadece o deffter olmasını istiyorum.

Bugün kendime yeni bir defter aldım, elbette kullanmak için değil kapağı çok güzel olduğu için.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...