16 Ekim 2013 Çarşamba

albatros

toparlayamıyorum. toparlanamıyorum. dağınıklık her yanıma bulaştı. ne yapmak istediğini bilmeyen insanlara döndüm, - gerçi genellikle ne yapmak istediğini bilen biri de değilim- sürekli koşuşturmaca da insanların afyonu olabiliyor galiba, durmaya zaman yok. durursam anlayacağım çözeceğim gibi geliyor bazı şeyleri ama duramıyorum ki. hem de hiç. kafamda saç bacaklarımda derman kalmadı.

durmam lazım, saate bakmak istiyorum.

sıcacık çay, sıcacık kahve istiyorum. yarım yarım kalmış soğuk çaylar kahveler istemiyorum. hayat ülke koşullarında hem çok ucuz, hem de çok pahalı. pahalı bir hayatı ucuzlaştırılmış emek gücüyle ayakta tutmaya çalışıyorum.hem pahalı hem içi boşaltılmış. neresinden dokunsam bu şişirilmiş hayat beni dışarı fırlatıyor.

"aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni" gibi hissediyorum kendimi. yanlış bir duygunun peşindeyim, olmayan bir duygunun belki, karşılığını bulamayan yahut. ya da duygumu tanımlayamıyorum, ayaklarım bir yerden sonra geri geri gidiyor.




kocaman kanatlarım var, ama bu sadece işe yararlılık neticesinde bir etki oluşturuyor.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...