12 Ocak 2013 Cumartesi

hovarda

bugün, aslında bu satırları aklımdan geçirdiğim gün olan perşembe gününden söz ediyorum bugün diyerek. geçmişi soluksuzca yaşayan bir insan, geçmiş saplantısı olan bir insan olarak hiç de yadırgatıcı bir durum değil aslında bugün'ün hala üçgün öncesini imliyor olması.

"dünden sonra yarından önce" 'ye ilişkin nasıl yoğun bir umudumuz ve de arzumuz varsa da biçare olarak bu bugünü yaşayamıyoruz. dün ile olan meselemiz bitmeden de yeni bir güne başlayamıyoruz. birincil tekil şahsımı nasıl çoğullaştırıyorum bilmiyorum ama yalnız olmadığım da aşikar herhalde.

dün'leri bugün'leri bir yana bırakırsam aslında bugün uzun zamandır yapmadığım şeyden söz edecektim. sokaklarda amaçsızca yürümek, hem de bu soğukta. avarelik yapmak durumu hovardalıkla eşdeğer kılmak hatta. aylaklığa övgüler de denebilirdi ama aylak değilim malesef. bazen kendimi  çok rahat "c" olarak tanımlayıp hayaller kurarken yakalıyorum.

 hayalde flanör gerçekte ne olduğu belirsiz bir kimse. hayatın koşuşturmacasına dur demek biraz yavaşla diyebilmek her zaman mümkün olmuyor. yağmuru soğuk havayı fırsat bilip iptal olan ders zamanını en iyi şekilde kullanmak için kadıköy sokaklarını mesken tuttum, benim de yapabildiğim hovardalık bu.

hayatın akışından biraz uzaklaşabilmek için bir de kitap önerisinde bulunayım naçizane, bu konuda her gün talim yaptığım için, bugünkü en azından gerçek bir tavsiye olsun.  Agota Kristof'tan Dün adlı kitap. elbette Dün'lerimiz, bugünümüze kapımız, çoğu zaman kapalı bir kapı ama.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...