Bir sağanakla uyanıyorum
Rüzgar geçiyor içimden
Tadını unuttuğum sesin
Boşlukta sallanıyor yalın ayak
Dünyanın karanlık yerlerine kaçıyorum
Kimsesiz limanlardan gemilere biniyorum
Yıldızlar sürükleyecek beni
Taa oraya, gökyüzüne bakıp bakıp
Kendine yurt edinememişlerin yanına
Ellerim kanıyor bir gülün solan ömründe
Tekrar tekrar uyanıyorum
Hayata sığmayacak başlangıçlar
Zamanın dize gelmez çocukları
Hep ölümü tekrarlıyor halbuki
Fırtınanın kasnağından
Bir yaşam sökülüyor
Gökyüzünü alaşağı etmiş şimşekler
Bir şey gözlerimi ele geçiyor
Sislerle kaplı bu şehirde
Yalnızca bir ses bekliyorum
Tepelere tırmanan göğe kavuşan bir ses
Unuttuğum bir şeyi fısıldayacak bana
Ellerini ne zaman hatırlasam
Bir perde kendine doğru çekilir
Tanrıların hiç olur demediği
Bir hayal sürükleniyor ardımdan
Ayak izlerime denk
İzlerini her yerde karşılıyorum.
26 Mart 2017 Pazar
16 Mart 2017 Perşembe
yaprak
Tarihi çok iyi hatırlıyorum. Bir poşet dolusu yaprağı bir kutuya koydum tekrar doğaya dönecekleri zamana kadar benimle kaldılar. Çoğu zaman karanlık ve soğuk olan odada.
Herkes hayatı yakalamak konusunda acele ederken, yokuş yukarı oturup çıkmaya engel donmuş bir zamanın içinde durmaya zar zor cesaret edebiliyordum. Korkaktım hep. Hep çok cesur görünmenin korkaklığını gizli bir ben gibi derimin altında tutuyordum.
Yer yer hangi yerde olacağı bilinmez ortaya çıkıyordu korkaklığım. Tik tak korkuyu büyütüyordu. Bacağıma bir çengel saplanıyordu, kıpırtısız bu rüyanın nerden geldiğini kestiremiyordum. Yaşamın sorgusu, ölmüş zaman dilimlerini biriktiyor, yedeğinde bir hayat ancak bir nefesle mümkün olabiliyor. Ama yalnızdım, etrafımda benden başka benimle beraber nefes alan yoktu.
Herkes hayatı yakalamak konusunda acele ederken, yokuş yukarı oturup çıkmaya engel donmuş bir zamanın içinde durmaya zar zor cesaret edebiliyordum. Korkaktım hep. Hep çok cesur görünmenin korkaklığını gizli bir ben gibi derimin altında tutuyordum.
Yer yer hangi yerde olacağı bilinmez ortaya çıkıyordu korkaklığım. Tik tak korkuyu büyütüyordu. Bacağıma bir çengel saplanıyordu, kıpırtısız bu rüyanın nerden geldiğini kestiremiyordum. Yaşamın sorgusu, ölmüş zaman dilimlerini biriktiyor, yedeğinde bir hayat ancak bir nefesle mümkün olabiliyor. Ama yalnızdım, etrafımda benden başka benimle beraber nefes alan yoktu.
7 Mart 2017 Salı
Kronos
Tekrarlarla beraber
Zamanı büyütüyorum
Gözlerim bir şeyleri saklıyor
Hep bir çocuk hevesliliğinde
İçim
Müptelası olduğum sokaklar
Başka bir dünyaya açılan pencereler
Önünü arkasını unuttuğum bir hikaye
Başka bir yolda ilerliyor
Sokakların akşam alacasında
Sarı ışıklar karanlığı bastırıyor
İnceden duyulan klakson
Eve gitme telaşları
Hep umulur bir köşenin yamacında
Bir masanın arkası dönük iskemlesinde
Bir kalbin yorgun bir elin altında atışında
Anlaşılır bir acemilik
Parmakların arasında
Zamanı büyütüyorum
Gözlerim bir şeyleri saklıyor
Hep bir çocuk hevesliliğinde
İçim
Müptelası olduğum sokaklar
Başka bir dünyaya açılan pencereler
Önünü arkasını unuttuğum bir hikaye
Başka bir yolda ilerliyor
Sokakların akşam alacasında
Sarı ışıklar karanlığı bastırıyor
İnceden duyulan klakson
Eve gitme telaşları
Hep umulur bir köşenin yamacında
Bir masanın arkası dönük iskemlesinde
Bir kalbin yorgun bir elin altında atışında
Anlaşılır bir acemilik
Parmakların arasında
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)