Her yılı yoğun bir çalışma haliyle bitiriyorum, neredeyse
yılın son anına kadar çalışıyorum. yılın son haftaları yoğun bir mesaiyle tatil yapmadan geçiyor,
tam bitiyor dediğim yıl işte o an bitmiyor daha da uzuyor sanki.
Nerede olduğumu ne hissettiğimi unutarak, bilmeden hediye paketi yapıyorum. irili ufaklı dikdörtgen kare paketler, en fenası da bu biçimsel kategoriye girmeyenler. Nasıl yapsam da şu renkli kağıtların içine tıkıştırabilsem bu belirsiz cisimleri diye sıkıntılı sıkıntılı önümdeki nesneye bakarım kimi zaman. Hediye illa renkli kağıtlara sarılıp fiyonklanmalı mıdır.
Nerede olduğumu ne hissettiğimi unutarak, bilmeden hediye paketi yapıyorum. irili ufaklı dikdörtgen kare paketler, en fenası da bu biçimsel kategoriye girmeyenler. Nasıl yapsam da şu renkli kağıtların içine tıkıştırabilsem bu belirsiz cisimleri diye sıkıntılı sıkıntılı önümdeki nesneye bakarım kimi zaman. Hediye illa renkli kağıtlara sarılıp fiyonklanmalı mıdır.
Sabahtan akşama böyle paket yaparken ben bir öyküyü kurarım kimi zaman. Sevdiğim şeyleri gördükçe bana hediye edilmiş olsaydı ne hissederdim, acaba kim hediye edebilirdi bana bunu diye düşünürüm. Yeni bir yılı geçtim yıllardır doğum günümü bile kutlamıyorum, haliyle kimseden de paketlenmiş yahut paketlenmemiş bir hediye aldığım yok.
Her yılı büyük bir heyecanla bekleyip yılın yarısında sıkılıyor nefret
ediyorum yeni yıldan. Ya yaz mevsimini sevmediğimden ya da yılın geçen
zamanının bir derde deva olmayışından. Tekrar beklemeye başlıyorum yeni yıl
gelse de kurtulsam bu hiçbir işe yaramayan yıldan deyip başlangıçları
tazeliyorum içimden.
ama yılın bu son
ayları saydıkça çoğalan, artan bir zamana dönüşüyor. Ben tüm bu sıkıntıları
kovmak için saat tam on ikide dans etmeyi hiç aksatmıyorum.